KARDEŞ KISKANÇLIĞI
Kıskançlık, evrensel ve doğal bir duygudur. Sevilen bir kimsenin başkasıyla paylaşılamamasıdır. Aynı anne babaya sahip çocukların, anne babalarının sevgi, ilgi ve alakalarını paylaşma zorunluluğu önlemesi pek de mümkün olmayan kardeş rekabetine yol açar. Önemli olan bu duygunun ne boyutta yaşandığı ve tepkilere yol açtığıdır. Bu duyguyla ortalama tanışma 1,5-2 yaş dolaylarıdır. Tüm çocuklar tarafından her yaşta yaşanabilirken daha çok, küçük yaşlarda açıkça görünür yaş ilerledikçe üstü kapalı bir şekilde sürtüşmeler ve anlaşmazlıklarla devam eder.
Nedenleri:
-Çocuk, yeni kardeş doğumuyla kendine ayrılan zamanın azalmasıyla kendini terk edilmiş, güvensiz ve desteksiz hissetmeye başlayabilir.
-Birbirine yakın yaşta kardeşin varlığı kıskançlığa sebep olabilir, yaş farkı az olan kardeşlerde, yaş farkı fazla olan kardeşlere oranla kıskançlık daha fazla olabilir.
-Ailenin cinsiyet tercihi varsa, tercih edilmeyen cinsiyetteki çocukta kıskançlık görülebilir.
-Ailenin ve aile dışındaki kişilerin çocuklara yönelik tutumları kıskançlık duygusuna yönlendirebilir.
-Bazı çocuklar da mizaçlarından dolayı daha kıskanç olabilir.
-Annelik gebelik süresince yorgun, bitkin oluşu kardeşe yönelik kızgınlık ve kıskançlığa dönüşebilir.
Belirtiler:
-Anne babadan uzaklaşma, içe kapanma, iştahsızlık
-Sıklıkla kendini sevip sevmediklerini sorgulaması,
-İlgi çekmeye çalışan hareketler; korktuğunu, kabus gördüğünü söylerek gece odaya gelme, bebekle ilgilenirken tuvaletim geldi, karnım acıktı diyerek ilgiyi bölmeye çalışma…
-Alt ıslatma, parmak emme gibi regresif davranışlar
-Aşırı sinirlilik, huysuzluk hali, sakinleşmekte zorlanma
-Öfkeli ve saldırgan davranışlar, atma, vurma, ısırma, tükürme
-Evden ayrılmayı reddetme, okula gitmek istememe ve buna eşlik eden somatik belirtiler (mide bulantısı, karın ağrısı)
-Aşırı sevgi gösterisi, nefret söylemleri.
Öneriler
Kardeş doğmadan önce;
-Anne ve baba hazır ve istekliyse yeni bir kardeş kararı alınmalıdır.
-Henüz planlanıyorken, gebelik olmadan kardeşi olacağını söylememek olası hayal kırıklarının önüne geçecektir. Anne hamileyken, çocuğun gelişim dönemine uygun şekilde kardeşi doğacağı söylenmelidir. Çocuk için bir sürpriz olmaması bu sürece dahil edilmesi önemlidir.
-Yeni bir bebekle evin düzeni değişebilir, eve kalıcı/geçici misafir gelebilir, çocukla oluşacak yeni düzenle ilgili konuşulmalıdır, kendisini neyin beklediğine hazır olmalıdır.
-Bebeğin henüz çok küçük olduğu için yetişkinlere daha fazla ihtiyaç duyduğunu, her bebeğin -zamanında onun da- yeni doğduğunda böyle olduğunu anlatmak gerekir.
-Kardeş doğumundan sonra değil, süreç içerisinde beklerken anlatmak onu da bu sürece psikolojik olarak daha iyi hazırlamış olur.
-Seni daha çok seviyoruz, seni bebek kadar çok seveceğiz gibi cümleler kardeşle kendini kıyaslamasına sebep olur. Olabildiğince kıyaslama cümlelerinden uzak durmak gerekecektir.
-Duygular bulaşıcıdır, kardeş kıskançlığından aşırı endişe duyan bir noktada isek, bu duygumuzun çocuğa da geçebileceğini görmezden gelmemeliyiz.
-Çocuğa bakım veren kişi çoğunlukla anneyse, kardeşe hamilelik döneminde çocuğun uyku, banyo, yemek, okul hazırlığı gibi ihtiyaçlarında anne dışındaki bir aile üyesi zamanla ilgilenmeye başlayarak çocuğun birden bir boşluğa düşmesine engel olabilir.
-Kendi içindeki büyük değişiklikler (okula başlama, tuvalet eğitimi vb) doğum öncesi süreçte zamanla gerçekleştirilmelidir. Kardeş doğduktan sonra anneden ayrıldığı algısına kapılmasının önüne geçilebilir.
-Akranlarıyla daha fazla etkileşim haline getirmek, bir kardeşe hazır olmaya, paylaşmayı öğrenmeye yardımcı olur. Çocuklar büyürken olabildiğince akranlı ortamlara dahil edilmelidir.
*Anne hamileyken, kardeşin doğumu ve kendi doğumuyla ilgili normal bir merak içerisine girecektir. Öğrenmek istediği kadarını anlayabileceği şekilde gerçek ve doğru olanı anlatmak gerekir. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için: bknz. Çocuklarda Cinsel Eğitim
kardeş doğumundan sonra
-İlk karşılaşmada, anne büyük kardeşe onu özlediğini söyleyebilir, ilk onunla ilgilenebilir.
-Mümkünse yakın çevre için misafir ziyaretlerinde büyük kardeş için ufak hediye getirilmesi rica edilebilir, kendi evimizde yedek hediyeler bulundurabiliriz.
-Çocuğa zaman ayırmaya devam etmek, konuşmak, ortak faaliyetlere devam etmek kolaylaştırıcı olacaktır. Çocuğun kendi eski rutinini bozmamaya özen gösterilmelidir (oyun saati, parka çıkma, hikaye okuma, yemek rutinleri vb)
-Çocuğun var olanın dışında davranışları, huysuzlukları, öfkesi, içe dönüklüğü kendini unutulmuş ya da sevilmiyor hissetmesinden kaynaklanabilir, olağandır, bu noktada ihtiyaç duyduğu sevgiyi göstermek gerekir.
-Bebeği sevdiğinizi fark ettiğinde hemen panikle diğer çocuğu sevmeye kalktığımızda, doğallıktan uzak zorla sevildiği hissine kapılmasına sebep olabilir. Fark ettiğimizde paniklemeden her birine kucak açmak, onun alışma sürecine yardımcı olacaktır. Artık bu evde bir başka çocuk daha vardır ve bu durum onun zamanla alışacağı bir durumdur.
-Doğan kardeşe “bebek” yerine adıyla seslenmeliyiz, bizim bebeğimiz diye kapsayıcı bir halde olmak kardeş kabulünü kolaylaştıracaktır.
-Yeni doğan bebeğin evin düzenine ayak uydurmasını sağlamak ev içi düzenlemede ve büyük kardeşin kendini kısıtlanmamış hissetmesinde etkili olacaktır. Kardeşin uyuyor, sessiz ol, bağırmadan konuş, top oynama gibi kısıtlayıcı cümlelerin olmamasına gayret edilmelidir.
-Çocuk henüz hala çocuktur. “sen abisin, ablasın” cümleleri bazen yaşının üzerinde sorumluluk hissettirebilir. Cümlelerdeki vurgumuz abi ya da abla olduğu için beklentimiz olmamalı. Örn. sen abisin onu koruyacaksın, sen ablasın onun kıyafetlerini toplayacaksın gibi sorumluluklardan kaçınalım, onun da çocuk olduğunu unutmayalım (elbette yaşa ve aile dinamiğine, o anın gerektirdiğine göre değişebilir) Aradaki yaş farkı ve büyük çocuğun yaşı vurgualanarak söylenebilir: Sen 5 yaşında olduğun için çişini tuvalete yapabilirsin, o henüz 1 yaşında olduğu için beze yapıyor gibi.
-Kıskançlık durumunda daha regresif davranışlar görülebilir, yaşının altında hareket edebilir, bebek gibi konuşabilir, meme emiyor gibi yapabilir, emeklemeye başlayabilir. “aa sen bebek misin” demek yerine görülme ihtiyacını fark edip, ihtiyaç duyduğu ilgi ve sevgiyi sunmalıyız.
-Büyük kardeş bebeğe yaklaştığında “öpme, dokunma” demek kıskançlığı körükleyebilir, nasıl davranabileceği hakkında sağlıklı iletişimle öneriler sunabilir, sevdiği zamanlarda takip edip zarar verici davranışların önüne geçebiliriz. Çocuklar yaklaşık 5 yaşa gelene kadar bir canlıya zarar verdiğinin, onun canının yandığının farkına varmaz.
-Kardeşini sevmelisin, onunla eşyalarını kıyafetlerini paylaşmalısın diye baskı kurmayın. Çocukla birlikte hangi eşyalarını vermek istediğine karar verin, sevdiği bir eşyayı zorla vermek kıskançlığını artırabilir.
-Bebekle ilgilenirken daha büyük kardeşten yardım istenebilir ama zorlamamak gerekir.
-Kıskanmasın diye büyük kardeşe aşırı bir esneklik sağlanmamalıdır. olumsuz bir duygu belirtiyorsa bu duyguyu kabul edip bunun üzerine konuşabilirsiniz. Kendi kardeşlerinizle yaşadığınız anılardan bahsedebilirsiniz. Çocuğun kendi küçüklük fotoğrafıyla onun anılarından bahsedilebilir.
-Eve misafir gelecek kişilerin de kıskançlığı artırabilecek söylemlerinin önüne geçilmelidir.
-Çocuklar kardeşi hakkında “onu sevmiyorum” derken aslında anne babaya “sana ihtiyaç duyuyorum demektedir. Burada çocuğu duymak önemli bir nokta olacaktır.
-Daha büyük yaş kardeşlerde de hala kaç yaşında olursa olsun, her evladın sevgiye ve ilgiye ihtiyaç duyduğu unutulmamalıdır, onunla da özel vakitler geçirmeye özen gösterilmelidir.
Kitap Önerileri:
Sıradan Olağanüstü Şeyler Serisi-Kardeşim Geliyor/İrem Polat
Çocuğunuza Kulak Verin/Aletha Solter